Muhtasar Osmanlıca Türkçe Sözlük ve Osmanlı Türkçesi Öğrenim Rehberi
Muhtasar Osmanlıca Türkçe Sözlük ve Osmanlı Türkçesi Öğrenim Rehberi
Türkiye Cumhuriyeti beşinci Diyanet İşleri Başkanı merhum Ömer Nasuhi Bilmen tarafından telif edilmiş olan Hukûkı İslâmiyye ve Istılahâtı Fıkhiyye Kamusu isimli eser, altı cilt halinde ilim dünyasına kazandırılmıştır. Daha sonra sekiz cilt olarak birçok kez basılmıştır. İbadet konularını Büyük İslam İlmihali isimli eserinde ele alan Ömer Nasuhi Bilmen, Fıkıh ilminin geri kalan bütün bölümlerine bu eserinde yer vererek bu sahada bütün konuları içine alan bir çalışmayı Türkçe olarak yayınlamaya muvaffak olan ilk kişi olmuştur. Osmanlı Devleti’nin son dönemleri ve Cumhuriyetin ilk dönemlerindeki ilmî dil ile kaleme alınmış olan eser, günümüz insanları tarafından rahatlıkla anlaşılamadığından eserden faydalanmak bir anlamda kısıtlanmış hale gelmiştir. Bu itibarla eserin ilmi seviyesini gözeterek günümüz insanının daha kolay anlayabileceği şekilde bir sadeleştirme yoluna gidilerek bu çalışma hazırlanmıştır.Tarihte Türkler, Orta Asya’dan başlayarak Asya, Afrika ve Avrupa’nın hatırı sayılır büyüklükteki bölgelerinde, çok uzun yıllar çeşitli devletler adı altında hüküm sürmüşlerdir. Günümüz dünyasında bu topraklar üzerinde onlarca devletler bulunmaktadır. Asırlar boyunca bu kadar geniş topraklar üzerinde yaşamış olan Türkler’in dili olan Türkçe de bu süre içerisinde çeşitli aşamalardan geçmiş, çeşitli dillerle karşılaşmıştır. Özellikle İslâm dininin de etkisiyle Arapça ve Farsça’dan büyük ölçüde etkilenerek, etkilendiği bu dillerden bünyesine çok sayıda kelime almış, böylece Osmanlı Türkçesi adı altında bir dil ortaya çıkmıştır. Bu dil, 1928 yılında gerçekleşen harf devrimine kadar Arap alfabesiyle yazılmıştır.
Asırlarca kullanılan bu dil ile ilim adamlarımız çok sayıda ilmî eserler kaleme almışlardır. Tarihî geçmişleri itibariyle onlarca devleti de ilgilendiren ve Osmanlı Devleti’nin bir nevi hafızası niteliğinde olan arşivlerimizin ve kütüphanelerimizin tozlu rafları Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınmış arşiv belgeleri ve kitaplar ile doludur. Harf devriminden sonra bu eserlerin genç nesillere ulaştırılması çalışmaları olmuşsa da alınan sonuç istenilen düzeyin çok altındadır. Türkçe’mize girmiş olan Arapça ve Farsça kelimelerin sayı ve oranı oldukça fazladır. Hatta bu kelimelerin anlamları zaman zaman kendi dillerindeki anlamlarının dışına çıkarak Türkçe’de yeni anlamları ihtiva etmektedir. İşte bu kelimelerin imlalarını ve anlamlarını doğru anlayabilmek için sözlüklere ihtiyaç duyulmaktadır. Biz de gerek Osmanlı Türkçesi eğitimi alan ortaöğretim, lisans ve lisansüstü öğrencilerinin ve gerekse arşiv ve kütüphanelerde araştırma ve çalışma yapmak isteyen araştırmacıların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bu geniş ve kapsamlı çalışmayı yapmayı uygun bulduk.
Osmanlı Türkçesi Öğrenim Rehberi
Arap elifbâsı, tarih boyunca İslâm’ı kabul eden toplulukların ve devletlerin ortak kullandıkları bir yazı olmuştur. Bunun temel sebebi, İslâm’ın temel iki kaynağı olan Kur’ân-ı Kerîm ile hadis-i şeriflerin Arapça olmasıdır. Bundan dolayı, İslâm dinine giren Türk toplulukları ve bunların kurdukları devletlerde kullanılan Türkçe, Farsça gibi diller de Arap elifbâsı ile yazılmıştır. Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular ve birçok devlet gibi, Osmanlılar da bunu uygulamışlardır. Bütün diller canlı, yani değişken olarak nitelendirilirler. Canlılık deyince akla gelen gelişme, ilerleme, değişme hatta ölüm, diller için de geçerlidir. Bu değişime etki eden birçok şey vardır. Dilin konuşulduğu coğrafya da bu etkenlerden biridir.
Dünya tarihindeki en geniş coğrafya ve en uzun ömre sahip devletlerden biri olan Osmanlı Devleti resmî dil olarak, devleti kuran ve omurgasını oluşturan kesimin dili olan Türkçe’yi kullanmış, diğer müslüman devletler gibi, Türkçe’yi Arap elifbâsıyla yazmıştır. Bunun yanında, bütün dillerde bulunan değişme özelliğinin sonucu olarak, kullandığı Türkçe başka coğrafyalarda kullanılan Türk lehçelerinden bazı farklılıklar göstermiştir. Bu farklılık bazı kelime telaffuzlarında, fiil çekimlerinde olduğu gibi, bazı imla (yazım) kurallarında da ortaya çıkmıştır.
Teknik Özellikler;