Ramazan Ayı | Hicri Aylar
Hicrî yılın dokuzuncu ayı olan ramazan, "günün çok sıcak olması, güneşin kum ve taşları çok ısıtması, kızgın yerde yalın ayak yürümekle ayakların yanması" anlamlarındaki ramad kökünden veya "güneşin şiddetli hararetinden yerlerin ve taşların yanıp kızması" anlamında olan ramdâ kelimesinden türemiştir. Ya da "yaz sonunda ve güz mevsiminin başlarında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur" anlamındaki ramadî kelime sinden veya "kılıcı inceltip keskinleştirmek için iki yalçın taş arasına koyup dövmek" anlamındaki ramd kökünden türemiştir.
Ramazan ayı, ilk defa bu ismi aldığında güneş yılına göre yaz mevsimi yaşanıyordu. Mevsimin en sıcak, en yakıcı dönemine denk geliyordu. Şiddetli sıcaklığın hüküm sürdüğü bir zamandı. Daha sonra kamerî ayların yer değiştirmesiyle, bu ay yaza veya kışa denk gelse bile aynı isimle kullanılmaya devam edildi.
İslâm'da ramazan ayına pek büyük değer verildi. Kur'ân-ı Kerîm'de adı geçen ve değerine vurgu yapılan yegâne ay ramazan ayı oldu. Ramazan kelimesinin önüne şehr/ay ilave edilerek "şehr-i ramazan" denildi ve bu aya özel isim yapıldı.
Kur'ân-ı Kerîm bu ayda indirilmeye başlandı. İslâm'ın beş şartından biri olan oruç, bu ayda tutulmaya başlandı. Âyet ve hadislerde bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen Kadir gecesiyle şereflendirildi. Teravih namazı bu aya mahsus bir ibadet kılındı. Mali bir ibadet olan fıtır sadakasının bu ayın sonunda ve bayramdan önce ödenmesi emredildi.
Bu ayda yapılan iyilik ve hayırlar, diğer aylara nispetle daha sevap ve faziletli sayıldı. Diğer ibadet ve amellere de öteki aylara göre daha çok mükâfat verileceği bildirildi. Bu ayın son on gününde itikafa girmek sünnet kılındı. "Üç aylar" olarak bilinen mübarek bir mevsimin üçüncü ayı oldu. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem] onu "mübarek bir ay" olarak nitelendirdi. Bu ayın girmesiyle cennet kapılarının açılıp cehennem kapılarının kapandığını ve şeytanların bağlandığını haber verdi. "Receb Allah'ın ayıdır, şaban benim ayımdır, ramazan ise ümmetimin ayıdır" buyurarak onu ümmete isnat etti. Müslümanlarca; sabır, ibadet, rahmet, mağfiret ve bereket ayı olarak kabul edildi.
Bu ayda, inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek oruç tutan kişinin geçmiş günahlarının bağışlanacağı bildirildi. Zira oruç tutulan bu ayda açlık ve susuzluğun etkisiyle insan zahmet ve meşakkat çeker. Sonunda da güz yağmurlarının yeryüzünü yıkadığı gibi günah kirlerinden yıkanıp temizlenir.